Bu derginin içeriği Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı kapsamında lisanslanmıştır.
1. | Kapak Cover Sayfa I |
2. | Danışma Kurulu Reviewers Sayfalar II - III |
3. | Başkan'dan From the President Sayfa IV |
4. | Editör'den From the Editor Sayfa V |
5. | İçindekiler Contents Sayfa VI |
ORIJINAL ARAŞTIRMA | |
6. | Alkol ve sigara kullanımının infertil erkeklerde semen parametreleri üzerine etkisinin araştırılması Investigation of the effects of alcohol and tobacco use on semen parameters in infertile men Göksun Demirel, Tulay Irezdoi: 10.24898/tandro.2020.68815 Sayfalar 149 - 153 AMAÇ: Üreme çağındaki çiftlerin %15’ini etkileyen infertilite; 12 ay ve daha uzun süreli korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik oluşmaması durumudur. Tüm infertil olguların yarısından erkek infertilitesinin sorumlu olduğu bilinmektedir. Günümüzde değişen yaşam şartları ile infertilite görülme sıklığının son 50 yılda % 30 oranında arttığı ve sperm konsantrasyonunun %50 oranında azaldığı bilinmektedir. Yapılan retrospektif çalışma ile infertil erkeklerde alkol ve sigara kullanımına bağlı olarak semen analiz sonuçlarının değerlendirilmesi ve fertilizasyon başarısı için yol gösterici etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışmamız kapsamında en yaygın sağlığa zararlı alışkanlıklardan ikisi olan sigara ve alkol bağımlılığı ve bunların erkek infertilitesine etkileri üzerine retrospektif bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Tütün içimi dünyada oldukça yaygındır; üreme ve cinsel fonksiyon üzerinde iyi bilinen yan etkiler göz önüne alındığında ciddi bir sağlık problemidir. Alkol tüketimi sıklıkla sosyal olarak kabul edilebilir olarak düşünülmektedir ancak gonadal fonksiyonun olumsuz etkileri son yıllarda sıklıkla rapor edilmektedir. Bu çalışmada infertilite tedavisi için Biruni Üniversitesine başvuran 426 infertil erkek hastanın alkol ve sigara tüketimi ile semen kalitesi arasındaki ilişki semen analizlerinden elde edilen verilerin istatistiksel analiz yöntemleriyle saptanmıştır. Çalışmamız bağımsız iki grup ortalamasını test eden Student t testi ile karşılaştırılmıştır. BULGULAR: Alkol ve sigara kullanan bireylerin FSH miktarlarının, alkol ve sigara kullanmayan bireylere göre anlamlı azalış gösterdiği ve sperm motilitesinde alkol ve sigara kullanıcılarında anlamlı bir azalış tespit edilmiştir.Yıkama sonrası sperm sayılarında alkol ve sigara kullanıcılarında dramatik bir azalış belirlenirken sadece sigara kullanıcısı olan bireylerin semen analizleri değerlendirildiğinde özellikle sperm hızının anlamlı bir şekilde düştüğü gösterilmiştir. SONUÇ: Sonuçlarımız sigara kullanımının semen hacmi üzerinde anlamlı bir azalma meydana getirdiğini göstermektedir. Bu çalışmadan elde edilen veriler ışığında, alkol ve sigaranın kısa süreli etkilerinin özellikle sperm fonksiyonları üzerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu çalışmanın sonucunda elde edilen verilerin, daha fazla örnekle yapılacak daha kapsamlı çalışmalara zemin oluşturacağına inanmaktayız. |
7. | Kronik pelvik ağrı sendromu/tip 3 prostatitli infertil hastaların serum ve ejakülat inhibin B seviyelerinin değerlendirilmesi The evaluation of serum and ejaculate inhibin B levels in infertile patients with chronic pelvic pain syndrome/type 3 prostatitis Usupbaev Akylbek, Rysbaev Bolotbek, Stambekova Kanyshai, Baisalov Mirbek, Kuzebaev Ruslan, Jandraliev Ramisdoi: 10.24898/tandro.2020.80388 Sayfalar 154 - 158 AMAÇ: Spermatogenezin hormonal düzenlenmesi son derece önemli olup inhibin B gibi Sertoli hücrelerinin etkinliğini yansıtan peptidlerin seviyesi özelikle önem arzetmektedir. Follikül uyarıcı hormon (FSH) ile karşılaştırıldığında inhibin B’nin erkek fertilite bozukluğunu ortaya koymada daha erken bir endokrin belirteç olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmanın amacı kronik pelvik ağrı sendromu/tip 3 kronik prostatitli infertile olgular ile sağlıklı erkek olgularda ejekülat ve surumdaki inhibin B seviyelerinin araştırılmasıdır. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Bu çalışmada yaşları 22–45 yıl arasında olan KPAS/ tip 3 kronik prostatit tanılı 136 olgu değerlendirilmiştir. Bütün hastalar iki gruba ayrılmışlardır. Birinci grup KPAS/Tip 3A kronik prostatitli 96 hastayı içermiştir. İkinci grup ise KPAS/Tip 3B tanılı 40 hastayı içermiştir. Kontrol grubu ise yaş eşleştirilmiş 20 fertil erkekten oluşmuştur. BULGULAR: Bu çalışmanın sonuçları KPAS’lı olgularda inhibin B’nin serum seviyelerinin fertili gruba göre (307,7±81,5 pg/mL), anlamlı olarak daha düşük seviyelerde (105±27,9 pg/mL) olduğunu göstermiştir (p<0,001). Aynı zamanda, inhibin B seviyelerinin tip 3A ve tip 3B arasında anlamlı olarak farklı olmadığını tespit ettik (sırasıyla 106±29 pg/mL ve 101,6±24,2 pg/ mL, p>0,05). Benzer sonuçlar sperm konsantrasyonu ve inhibin B seviyeleri sözkonusu olduğunda KPAS ve sağlıklı kontrol grubu arasında saptanmıştır (KPAS’ta 96,1±30,9 pg/mL, sağlıklı kontrol grubunda 303,5±75,4 pg/mL, p<0,001). SONUÇ: Sonuçlarımıza göre inhibin B’nin serum ve sperm plazma sonuçlarının KPAS’lı olgularda fertil kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha düşük olduğu görülmüştür. Aynı zamanda bu belirtecin tip 3A ve 3B hastaları arasında anlamlı farklılık göstermediği saptanmıştır. |
8. | Farklı kalp hastalığı tanılı Türk kadınların cinsel fonksiyonlarının hastalık öncesi ve sonrası eşleri ile birlikte değerlendirilmesi: Kontrol gruplu çalışma Assessment of sexual functions of Turkish women with different heart diseases before and after disease with their spouses: A study with a control group Ahmet Şalvarcı, Atiye Kaytazoğlu, Ali Sami Gürbüz, Mehmet Balasar, Tevfik Fikret İlgenli, Mehmet Çolakoğludoi: 10.24898/tandro.2020.24196 Sayfalar 159 - 166 AMAÇ: Farklı kalp hastalığı olan Türk kadınları ve eşlerinin cinsel yaşamları sorgulanacaktır. Hastalık öncesi, sonrası ve kontrol grubuyla farklar değerlendirilecek. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Hastaların ve eşlerin ürolojik, hastaların kardiolojik, kadın doğum muayeneleri yapıldı. Tümünün hormonal, biokimyasal, mikrobiolojik değerlerine bakıldı. Beck depresyon envanteri (BDÖ) ile psikolojik durumları değerlendirildi. Kalp hastası kadınların Eastern Cooperative Oncology Group (ECOG) ile fiziksel performansları değerlendirildi. Kadın cinsel işlev ölçeği (FSFI), uluslar arası erektil işlev formu (IIEF) Türkçe versiyonu ile cinsel yaşamları sorgulanıldı. BDÖ >17 olan hastalar çalışmaya alınılmadı. BULGULAR: Anjina pektoris, anjio, stent, kalp pili, bypass cerrahisi, mitral, aort kapak cerrahisi, akut myokard infaktüsü, konjestif kalp yetmezliği, kardiomyopati tanılı n=60 kadın incelenildi. Menopoz, kalp hastalığı ve ek komorbiditesi olmayan n=45 kadın ve eşleri kontrol grubu olarak seçildi. Hastalar ve kontrol grubunda erkek yaşları, menstrial siklus, sigara içme oranı, FSH,LH, E2, PRL, TT, TSH, ST3, ST4 değerlerinde anlamlı (p>0.05) farklılıklar gözlenilmedi. ECOG derecesi kontrol grubunda p<0.05 yüksekti. Hastaların total FSFI skoru kontrol grubundan p<0.05 düşüktü. Hastaların eşlerin total IIEF skoru kontrol grubundan p<0.05 düşüktü. Hasta grubunda BDÖ toplam skoru kontrol grubundan p<0.05 yüksekti. SONUÇ: Farklı kalp hastalığı tanılı Türk kadınların ve eşlerinin kontrol gruplarına göre cinsel fonksiyon bozukluklarının belirgin yüksek olduğu gözlenildi. Hastalık tanısı konulunca, invaziv, noninvaziv yaklaşımlar sonrası, erken, geç dönemde eşlerin cinsel yönden takibi ve güvenli cinsel yaşam destek bilgisi verilmesi önemlidir. |
9. | Cinsel sağlık eğitiminin hemşirelik öğrencilerinin cinsel mitlerine etkisi The effect of sexual health education on the sexual myths of nursing students Bahtışen Kartaldoi: 10.24898/tandro.2020.80774 Sayfalar 167 - 171 AMAÇ: Bu çalışma cinsel sağlık eğitiminin hemşirelik öğrencilerinin cinsel mitlerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışma tek gruplu ön test son test karşılaştırmalı yarı deneysel bir çalışmadır. Çalışmanın örneklemini 40 öğrenci oluşturmuştur. Bu araştırmanın verileri Tanıtıcı Özellikler Bilgi Formu ve Cinsel Mitler Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler (yüzdelik, ortalama, standart sapma) ve bağımlı gruplar t testi (Paired-Samples T) kullanılmıştır. Çalışmada ölçeğin Cronbach’s Alfa değeri 0.91 bulunmuştur. BULGULAR: Öğrencilerin %62,5’inin kadın, yaş ortalamasının 22.45 ± 0.87 olduğu, % 65,0’inin ilde daha uzun süreli yaşadığı, % 80,0’inin çekirdek aileye sahip, % 77,5’inin gelirinin giderine denk olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin ölçek ön test puan ortalamalarının 66,70±14,26, son test puan ortalamalarının 55,97±15,59 olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin son test puanları ön test puanlarına göre her iki cinsiyette, geniş ve çekirdek aileye sahip olanlarda, geliri giderine denk olanlarda, annesinin eğitimi okur-yazar olmayan ve ilkokul mezunu olanlarda daha düşük bulunmuştur(p<0.05). SONUÇ: Cinsel sağlık eğitiminin hemşirelik öğrencilerinin cinsel mit ölçek puanlarını düşürdüğü belirlenmiştir. |
DERLEME | |
10. | Eksozomların erkek infertilitesindeki rolü Role of exosomes in male infertility Aslı Metin Mahmutoğludoi: 10.24898/tandro.2020.92499 Sayfalar 172 - 176 İnfertilite üreme çağındaki çiftlerin %14-15'inde görülün önemli bir sağlık problemidir ve erkek faktörün bu soruna katkısının yaklaşık olarak %50 olduğu tahmin edilmektedir. Eksozomlar birçok hücre tipi tarafından hücre dışı ortama salınan nano büyüklükteki keseciklerdir. Eksozomlar anne sütü, blastosöl sıvısı, idrar ve semenin de dahil olduğu birçok vücut sıvısında bulunmaktadır. Eksozomların hücreler arası iletişim, farklı kargoların (RNA, protein ve lipid gibi) taşınımı, anti-retroviral aktivite, mikrobiyal patogenezin düzenlenmesi, programlı hücre ölümü, anjiyogenez, immun cevabın düzenlenmesi ve koagulasyon da rol oynadığı bilinmektedir. Özellikle son 10 yılda yapılan çalışmalar seminal eksozomlar ve erkek infertilitesi arasında bir ilişki olduğunu ve eksozomların erkek infertilitesinin tanısında ve tedavisinde kullanılabileceğini bildirmektedir. Ancak erkek infertilitesi ve eksozomlar arasındaki bu olası ilişkinin tam olarak aydınlatılabilmesi için kapsamlı ve iyi organize edilmiş çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. |
11. | Kanser hastalarına yönelik BETTER modeline dayalı cinsel danışmanlık Sexual consultancy based on BETTER model for cancer patients Zeynep Ölçer, Ümran Oskaydoi: 10.24898/tandro.2020.14622 Sayfalar 177 - 182 Kanser ve kanser tedavilerine bağlı olarak ortaya çıkan cinsel sağlık sorunları üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Cinsellik hemşirelik bakımının önemli bir parçası olmasına rağmen, hemşirelerin bu konuyu ele almada güçlük yaşadıkları görülmektedir. BETTER modeli cinsel danışmanlıkta uygun adımlar sunarak hastalara bütüncül bakım verilmesinde onkoloji hemşirelerine yardımcı olabilir. BETTER modeli bazı kelimelerin baş harflerinin bir araya gelmesinden oluşan bir modeldir. Kanser hastalarında BETTER modelinin kullanılmasıyla cinsel sağlığın sürdürülmesine katkı sağlanabilir. |
12. | D vitamini eksikliğinin cinsellik üzerine etkisi The effect of vitamin D deficiency on sexuality Havva Sert, Sebahat Gökçe Doğan, Serap Çetinkaya, Hicran Yıldızdoi: 10.24898/tandro.2020.71676 Sayfalar 183 - 186 D vitamini, obezite, kas iskelet sistemi, kronik hastalıklar, böbrek hastalıkları, kanserler (kolon, prostat, meme vb.), kardiyovasküler hastalıklar, metabolik sendrom, otoimmün hastalıklar (multiple skleroz, romatoid artrit vb) ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, D vitaminin cinsellik üzerine de etkisi olduğu belirtilmektedir. Bu derleme, D vitaminin cinsellik üzerine etkisinin gözden geçirilmesi amacıyla yapılmıştır. |
13. | Serbest seminal nükleik asitlerin erkek infertilitesi ile ilişkisi Cell-free nucleic acids and male infertility relationship Aslı Metin Mahmutoğludoi: 10.24898/tandro.2020.27879 Sayfalar 187 - 193 İnfertilite dünya genelinde üreme çağındaki çiftlerin yaklaşık olarak %8-12’sini etkileyen ve son yıllarda artış eğilimi gösteren önemli bir problemdir. Erkek faktörün infertilite sorununa katkısı ~%50’dir. Erkek infertilitesinden konjenital anomaliler, endokrin disfonksiyonu, inflamatuvar hastalıklar, ereksiyon ya da ejekulasyon problemleri, genital sistem obstrüksiyonu, gametogenez fonksiyon bozuklukları ve genetik faktörlerin de dahil olduğu bir çok etken sorumludur. Erkek infertilitesinin genetik özellikleri testisin histolojik fenotiplerinin ve semenin oldukça heterojen olması ve spermatogenez sürecinde çok sayıda genin görev almasından dolayı oldukça karmaşıktır. Serbest (cell free, cf) nükleik asitler semenin de aralarında bulunduğu birçok vücut sıvısında bulunmaktadır. Son yıllarda, semende bol miktarda bulunan serbest nükleik asitlerin erkek infertilitesinin tanı ve prognozunda kullanılabileceği bildirilmektedir. Serbest seminal nükleik asitler (cfs-DNA ve cfs-RNA) bilateral testisler ve epididimis gibi farklı üreme organlarının genetik ve epigenetik bilgisini içermekte ve invaziv olmayan yöntemlerle elde edilebilmektedir. Bu derlemede, serbest seminal nükleik asitlerin semen parametreleri ve erkek infertilitesi ile ilişkisini araştıran çalışmalar özetlenmekte ve bunların erkek infertilitesi alanında yapılan çalışmalar için önemi tartışılmaktadır. |
14. | Stomanın cinsel yaşam üzerindeki etkileri Effects of stoma on sexual life Özge Kaya, Dilek Aygindoi: 10.24898/tandro.2020.68984 Sayfalar 194 - 198 Bireylerin sağlıklı ve üretken yaşama dönmelerine yardımcı olabilmek, daha uzun süre kaliteli bir şekilde yaşamalarını sağlamak ve altta yatan patolojiyi iyileştirmek için oluşturulan stoma, aynı zamanda fiziksel, sosyal, bilişsel ve duygusal açıdan sorunlara da neden olabilmektedir. Bu süreçte cerrahinin, kemoterapi ve radyoterapinin yan etkilerinin yanı sıra stoma, bireyde beden imgesinde bozulma, kendini çekici hissetmemeye neden olarak, cinsel yaşamı olumsuz olarak etkilemekte, cinsel işlev ve istek kaybı görülebilmektedir. Bu derleme makale; stomalı bireylerin cinsel yaşamlarının nasıl etkilendiğinin, cinsel işlev bozukluklarının (CİB) ne oranda görüldüğünün incelenmesi amacıyla planlandı. |
ANDROLOJİ YAYINLARI VE KONGRE TAKVİMİ | |
15. | Androloji Yayınları ve Kongre Takvimi Publications and Congress Calendar of Andrology Sayfalar 199 - 203 Makale Özeti | |