Bu derginin içeriği Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı kapsamında lisanslanmıştır.
1. | Kapak Cover Sayfa I |
2. | Danışma Kurulu Reviewers Sayfalar II - III |
3. | Başkan'dan From the President Sayfa IV |
4. | Editör'den From the Editor Sayfa V |
5. | İçindekiler Contents Sayfa VI |
ORIJINAL ARAŞTIRMA | |
6. | Sünnet uygulanan çocuklarda dorsal slit yöntemi sonuçlarımız Our results of dorsal slit method in children applied with circumcision Kenan Yalçındoi: 10.24898/tandro.2023.34445 Sayfalar 1 - 5 AMAÇ: İnsanlık tarihinin bilinen en eski cerrahi işlemlerinden biri olan sünnet artan bilgi birikimi ile bağlantılı olarak yüzyıllar içerisinde çok farklı tekniklerle uygulanmaktadır. Geriye dönük bu çalışmamızda Dorsal Slit yönteminin sonuçlarının ele alınması amaçlanmıştır. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Haziran 2011 ile Temmuz 2022 tarihleri arasında Dorsal Slit tekniği kullanılarak sünnet yapılan 5122 olgu dosyaları geriye doğru incelendi. Olguların ortalama yaşları, cerrahi süreleri ve cerrahi girişim sonuçları değerlendirildi. BULGULAR: Çalışmaya alınan hastaların yaş ortalaması 4,82±3,18 yıl idi. Ortalama işlem süresi 11,74±2,04 dakika olarak hesaplandı. Anesteziye bağlı 20 (%0,39), cerrahi girişime bağlı ise 39 (%0,78) hastada komplikasyon izlendi. Mortalite veya morbiditeye neden olabilecek komplikasyonlarla karşılaşılmadı. Hiçbir hastaya komplikasyonlara bağlı ikinci bir cerrahi müdahale uygulanmadı. SONUÇ: Sünnet uygulanan çocuk olgularda Dorsal Slit yöntemi düşük komplikasyon oranları ile başarılı bir cerrahi prosedürdür. |
7. | Erektil disfonksiyon şikâyeti ile başvurup eşlik eden prematür ejakulasyonu olan heteroseksüel hastalarda günlük tadalafil ve sertralin kombinasyon tedavisinin etkinliği ve güvenilirliği Efficacy and safety of daily tadalafil and sertraline combination therapy in heterosexual patients presenting with erectile dysfunction and concomitant premature ejaculation Kemal Ertaş, Abdullah Akkurt, Zülfü Sertkayadoi: 10.24898/tandro.2023.04379 Sayfalar 6 - 10 AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, erektil disfonksiyon (ED) yakınmaları ile başvuran ve eşlik eden erken boşalma (PE) semptomları olan hastalarda üç aylık takipte günlük tadalafil 5 mg ve sertralin 50 mg tedavisinin etkinlik ve güvenilirliğini değerlendirmektir. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Bu prospektif, gözlemsel tek kollu çalışma, Mart ve Eylül 2021 arasında ED’ve eşlik eden Yaşam Boyu / edinilmiş PE’den muzdarip hastalar arasında gerçekleştirildi. Hastalarda ED tanısı için Uluslararası Erektil Fonksiyon - Erektil Fonksiyon İndeksi’nin (IIEF-EF) Türkiye geçerliliği kullanıldı. Hastalar PE tanısı için Erken Boşalma Teşhis Aracı (PEDT) anketini doldurdu. Ek olarak, Erken Boşalma Profili (PEP) skoru dolduruldu. Tüm hastalardan ayrıntılı tıbbi öykü alındı ve tam bir fizik muayene yapıldı. Dört haftalık takip sürecinden sonra hastalara günde 5 mg tadalafil ve sertralin 50 mg tablet verildi. Hastaların IELT süreleri 12 haftalık tedaviden sonra kaydedildi. Hastalara başlangıçta uygulanan PEP ve IIEF-EF anketleri tekrar dolduruldu. Ayrıca tedavi memnuniyeti açısından Global Impression of Change (GIC) anketi uygulandı. BULGULAR: Çalışmaya toplam 71 hasta dahil edildi. Altmış üç hasta (%88,73) çalışmayı tamamladı. Üç aylık tadalafil 5 mg + sertralin 50 mg kombinasyon tedavisi sonucunda hastaların geometrik ortalama IELT, PEP indeks skorları ve alt grup skorlarında düzelme ile IIEF-EF skorlarında istatistiksel olarak anlamlı artış saptandı (p<0,001). Ayrıca GIC anketine bakıldığında hastaların %81,69’u (58/71) tedaviden memnun kaldığını belirtmiştir. SONUÇ: Sonuç olarak, tadalafil ve sertralinin günlük olarak uygulanması, ED ve eşlik eden PE şikâyetleri olan hastaların yönetiminde etkili ve güvenilir bir şekilde objektif ve subjektif iyileşme sağlamaktadır. |
8. | COVID-19 pandemisi nedeniyle karantina Türk kadınlarının cinsel yaşamını nasıl etkiledi? Kesitsel bir anket çalışması How did lock-down due to COVID-19 pandemia effect sexual life of Turkish women? A cross sectional survey study Adil Emrah Sonbahar, Özlem Geyikdoi: 10.24898/tandro.2023.68542 Sayfalar 11 - 17 AMAÇ: COVID-19 salgını sırasında üç ay boyunca uygulanan karantina sonrası kadınların cinsel davranışlarını değerlendirmek. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Bu gözlemsel çalışma, Temmuz-Ağustos 2020 arasında gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar, e-posta yoluyla ve ayrıca Twitter, LinkedIn, Instagram ve İnternet üzerinden WhatsApp sosyal medya platformları aracılığıyla bilgilendirilmiş gönüllü onam formu ve anket cevapladı. Katılımcıların demografik özellikleri kaydedildi. Katılımcıların pandemi sırasında çocuk sahibi olmak isteyip istemedikleri, kullandıkları doğum kontrol yöntemi ve sosyal kısıtlama sırasında cinsel ilişki (artış/azalma) sıklığı değerlendirildi ve Kadın Cinsel İşlev İndeksi (FSFI) ile cinsel işlev incelendi. BULGULAR: Çalışmaya toplam 1055 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 30,2±4,3 yıl (20–45 yıl) idi. Çoğu evliydi (n=1037, %98,3). Pandemi döneminde çocuk sahibi olmak isteyenlerin oranı %26,6 (n=281) idi. Yarısından fazlası herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmadı (%52,3,n=552). En sık kontrasepsiyon yöntemi kondom kullanımıydı (n=370). Ortalama FSFI toplam skoru 23,79±7,81(2– 34,90) idi. İstatistiksel olarak cinsel işlev bozukluğu daha çok 30 yaş üstü (p=0,003), lise ve altı eğitim düzeyine sahip (p=0,004) ve pandemi döneminde cinsel ilişki sıklığının arttığını bildiren katılımcılar olarak bulundu (p<0,001). SONUÇ: COVID-19 pandemisi sırasında kadınların cinsel ilişki sıklığının azaldığını ve cinsel işlevlerinin etkilendiğini gözlemledik. Bu etkinin yaşa, eğitim düzeyine, partnerle aynı evi paylaşmaya ve cinsel ilişki sıklığına bağlı olduğu belirlenmiştir. |
9. | Gebelerin, cinsel yaşam ve cinselliğe karşı tutumlarının değerlendirilmesi Evaluation of pregnant women’s attitudes towards sex life and sexuali Esra Güney, Zeynep Baldoi: 10.24898/tandro.2023.27167 Sayfalar 18 - 26 AMAÇ: Bu çalışma, gebelerin cinsel yaşam ve cinselliğe karşı tutumlarının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Kesitsel tipte tasarlanan araştırma, 30 Nisan– 30 Mayıs 2022 tarihleri arasında yürütüldü. Çalışmaya, 18 yaş ve üzeri, sağlıklı 298 gebe dâhil edildi. Veriler toplanırken Kişisel Bilgi Formu ve Gebelikte Cinselliğe Karşı Tutum Ölçeği (GCKTÖ) kullanıldı. BULGULAR: Çalışmada gebelerin %50,7sinin (n=151) cinselliğe karşı olumlu tutum sergiledikleri ve GCKTÖ toplam ve alt boyutlarının toplam puan ortalamalarının sırasıyla, 112,36±14,21, 28,17±6,17, 38,13±6,66 ve 46,06±7,06 olduğu belirlendi. Ayrıca ≤29 yaş olan, ≥üniversite düzeyinde eğitime sahip olan, sağlık güvencesi olan, gelir durumu iyi ve evlilik süresi 15 yıl olan gebelerin GCKTÖ toplam puan ortalamasının daha yüksek olduğu belirlendi (p<0,05). SONUÇ: Sağlık profesyonelleri tarafından prekonsepsiyonel dönemde ve prenatal bakım verilirken kadının, eksik veya yanlış bildiği konular açıkça dile getirilmeli, cinsellik hakkında eğitim ve danışmanlık verilmelidir. |
10. | Hidrosel ile ilgili youtube videoları hastalar için ne kadar kaliteli ve güvenilir? How quality and reliable are youtube videos about hydrocele for patients? Berk Yasin Ekenci, Hilmi Sarıdoi: 10.24898/tandro.2023.75010 Sayfalar 27 - 31 AMAÇ: Bu çalışmamızda amacımız hidrosel hastalığı ile ilgili YouTube’da bulunan Türkçe video içeriklerinin yeterliliği, kalitesi, güvenilebilirliğini değerlendirmektir. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Hidrosel hastalığı ile ilgili videoları bulabilmek adına 14 Şubat 2023 tarihinde YouTube arama bölümüne ‘Hidrosel’ terimi yazılarak aratıldı. Videoların güncel olması adına son beş yıl içindeki videolar çalışmaya dâhil edildi. Dışlama kriterleri sonrası saptanan ilk 50 video içeriği çalışmaya dâhil edildi. Çalışma verilerine dâhil edilen video kaliteleri ‘Global Quality Scale’ kullanılarak, video güvenirlilikleri ise modifiye edilmiş ‘DISCERN’ ölçekleri ile tanımlanmıştır. BULGULAR: YouTube’da mevcut olan hidrosel ile alakalı toplam 50 video analiz edildi. Çalışmaya dahil edilen videoların toplam izlenme sayısı 384,290’dı. Elli videonun 48 (%96) tanesinde, hidrosel hastalığı ile ilgili bilgilendirme veya ameliyat yapan bir doktordu. Hidrosel hastalığı ile ilgili hazırlanan videoların ‘Global Quality Scale’ ortalaması 2,3±1,06 puan olarak ölçüldü. Hastalar için çok kullanışlı, tam ve net bilgi içeren, ‘Global Quality Scale’ puanı beş olan video saptanamadı (%0). Videoların modifiye DISCERN ölçeği puan ortalaması ise 2,06±0,95 idi. Hiçbir video verdiği bilgileri kaynaklara dayandırmadığından ve hastalar için ek bilgi kaynakları önermediğinden modifiye DISCERN ölçeği puanı beş olan video bulunamamıştır (%0). SONUÇ: Sağlıkla ilgili bilgiler her geçen gün internet ortamında artmaktadır. Günümüz çağında hasta bilgi talepleri internet aracılığı ile anlık olarak karşılanabilmektedir. Doktorların ve ilgili derneklerin hastaların yanlış bilgilendirilmemesi ve yanlış yönlendirilmemesi adına bu durumun farkında olmaları gerekmektedir. Bu sebeple hastaların internet aracılığı ile doğru kaynaklara yönlendirilmesi adına doğru adımlar atılması önem arz etmektedir. |
DERLEME | |
11. | Prostat kanserinde minimal invaziv cerrahi tedavi sonrası erektil disfonksiyonun güncel literatür eşliğinde değerlendirilmesi Evaluation of erectile dysfunction after minimally invasive surgical treatment in prostate cancer with current literature Enis Mert Yorulmaz, Yigit Akındoi: 10.24898/tandro.2023.62134 Sayfalar 32 - 33 Prostat kanseri erkeklerde en sık teşhis edilen kanserler arasında olup; gelişen tanı yöntemleri neticesinde prevalansı giderek artmaktadır. Gelişen tanı yöntemlerini takip eden yeni tedavi yöntemleri de mevcuttur. Prostat kanseri tedavisi sonrası en sık görülen komplikasyon erektil disfonksiyondur. Tanı yaşının düşmesi ile bu komplikasyon günümüzde daha fazla önem arz etmekte ve irdelenmektedir. Bu derlemede sizlere prostat kanserinde uygulanan minimal invaziv cerrahi tedavilerin erektil fonksiyona etkisini güncel literatür eşliğinde sunacağız. |
12. | Açık üretroplasti sonrası seksüel fonksiyon – etkileyen faktörler ve önlemler Sexual function after urethroplasty – affecting factors and precautions Emre Tokuç, Metin İshak Öztürkdoi: 10.24898/tandro.2023.14880 Sayfalar 34 - 39 Üretra cerrahilerinde başarı genelde üretranın açıklığı ve idrar akım hızının kuvveti ile değerlendirilmektedir. Ancak farklı bir perspektiften bakıldığında, üretroplasti sonrasında yaşanabilecek seksüel komplikasyonlar, hastaların hayat kalitesini ciddi oranda düşürebilir ve yapılan cerrahinin başarı algısını değiştirebilir. Üretra darlığı olan hastalara preoperatif bilgilendirmede bu konulardan da bahsedilmesi ve postoperatif olarak hastaların bu açıdan takip edilmesi önem arz etmektedir. Bu derlemede, üretroplasti operasyonu sonrası karşılaşılabilecek seksüel disfonksiyonlar, bunları etkileyen faktörler ve alınabilecek önlemlerden bahsedilmiştir. |
13. | Engelli kadınlarda üreme sağlığını etkileyen etmenler, üreme sağlığı sorunları ve hemşirenin rolü Factors affecting reproductive health in women with disabilities, reproductive health problems and the role of the nurse Esra Güler, Nülüfer Erbildoi: 10.24898/tandro.2023.32848 Sayfalar 40 - 48 Dünya nüfusunun yaklaşık %15’i fiziksel, duyusal, entelektüel veya zihinsel bir engel ile yaşamaktadır ve bu engelli bireylerin %80’i düşük ve orta gelirli ülkelerde bulunmaktadır. Engelli kadınlar, dünya çapında herkesin hakkı olan cinsel sağlık ve üreme sağlığı haklarıyla ilgili bilgiye ve hizmetlere erişme ve bunları kullanma konusunda en fazla zorluk yaşayan gruptur. Engelli kadınların büyük çoğunluğu cinsel ve üreme sağlığı hususunda söz sahibi olamamakta, cinsiyetsiz olarak kabul edilmekte ve üreme hakları yokmuş gibi değerlendirilmekte ve engellerle karşılaşmaktadır. İnsanların engelliliğe ilişkin algıları erişilemeyen sağlık hizmetleri tesisleri ve ekipmanları, ayrımcılık, tesislere erişimde ulaşım engelleri, ekonomik yetersizlik, personelden olumsuz muamele görme, bakımları için hane içinde eşit olmayan zaman ve para tahsisi gibi unsurlar kadının sağlık hizmetini aramasını, kullanımını ve erişimini engeller. Engelli kadınların üreme sağlığı hizmetlerine erişiminde karşılaştıkları engeller sağlık sistemiyle ilgili ulusal engeller ile psikolojik, davranışsal, toplumsal, fiziksel, ekonomik ve eğitimle ilgili bireysel engeller olarak gruplandırılabilir. Engelli kadınların üreme sağlığı sorunlarında eğitim alma ve bakıma yönelik sorunlar, menstrual siklus ve hijyen davranışları, cinsel yaşam, jinekolojik muayene, aile planlaması, ebeveynlik ve doğurganlık, cinsel yolla bulaşıcı enfeksiyonlar gibi konulara dikkat çekilmektedir. Sağlık personelleri arasında hemşireler engelli kadınların üreme sağlığı sorunlarının çözümünde anahtar bir noktadadırlar. Bunun için engelli kadınlara bakım verirken önyargıdan uzak, engelli bireylerin ihtiyaçları dâhilinde etik ve holistik bakım verilmelidir. Bu derlemede, engelli kadınların hangi alanlarda sorun yaşadığını, bunları etkileyen faktörleri ve bu sorunlara yönelik geliştirilen hemşirelik yaklaşımlarına rehber oluşturmak amaçlanmıştır. |
14. | COVID-19 pandemisi ve COVID-19 aşısının menstrüel siklusa etkisi Effect of COVID-19 pandemic and COVID-19 vaccine on menstrual cycle Fatma Yıldırım, Hüsne Yücesoy, Nuriye Büyükkayacı Dumandoi: 10.24898/tandro.2023.58826 Sayfalar 49 - 52 Menstrüel siklus düzensizlikleri, menstrüel siklustaki sıklık, düzenlilik, süre veya yoğunluk açısından değişiklikleri ve ayrıca ara kanamayı içerir. Düzensiz menstrüel siklusun küresel prevalansı üreme yıllarında %5 ile %34 arasında değişmekte ve bununla ilgili sorunlar jinekoloğa en sık başvuru nedenlerinden birini oluşturmaktadır. Covid-19 pandemi sürecinde ve covid-19 aşılarından sonra kadınlarda menstrüel düzensizliklerin arttığı ve ped sayılarının azaldığı belirtilmiştir. Eğer bu değişikliklerin aşı ile ilgili bir bağlantısı varsa, bunun belirli bir aşı bileşeninden ziyade aşıya karşı bağışıklık tepkisinin bir sonucu olabileceği düşünülmektedir. Aşılamadan sonra menstrüel siklusta bildirilen değişiklikler kısa ömürlü olsa da, bu olası advers reaksiyona ilişkin sağlam araştırmalar, aşılama programının genel başarısı için kritik olmaya devam etmektedir. Covid-19 sosyal hayatı etkilerken kadınlar özellikle cinsel aktif dönemde hormonal dengesizliklere yol açmaktadır. Bunun sonucunda da menstrüel siklus düzensizlikleri, kullanılan ped sayısının azalması ile sonuçlanmasına ve gelecek kuşakları tehdit edecek nüfus sayısında düşmelere neden olacak sonuçlara yol açabilir. Bu çalışmanın amacı pandemi sürecinin başlangıcı olan Aralık 2019–2022 yılları arasında Covid-19 pandemisi ve Covid-19 aşısı olarak geliştirilen mRNA aşısı ve adenovirüs vektörlü aşılarının hormonal bozukluklara ve menstrüel siklus düzensizliklerine etkilisinin araştırılması amaçlanmıştır. Literatürler PUBmed, Web of Science, Google Akademik’ten “Covid-19 pandemisi, Covid-19 aşısı, menstruasyon, menstrüel siklus düzensizliği” anahtar kelimeleri kullanılarak kaynaklara ulaşılmış ve 14400 kaynak tanımlanmıştır. Retrospektif olan çalışmalar ve olgu sunumu olan çalışmalar dışlanarak sayı 30’a düşmüş, geriye kalanlar taranarak uygun olan bilimsel yayınlardan 20 sayı çalışmaya dahil edilmiştir. |
15. | Penis büyütme tedavisinde güncel yaklaşımlar Current approaches to penis enlargement treatment Yaşar Başağa, Zülfü Sertkayadoi: 10.24898/tandro.2023.32704 Sayfalar 53 - 58 Penis boyutu, genetik, beslenme, hormonlar ve çevresel faktörlerle şekillenmektedir. Çiftler arasında birçok etkeni içeren etkileşimin bir öğesi olarak geçmişten günümüze kadar tartışma konusu olmuş ve cinsel tatmin ile yakından ilişkilendirilmiştir. Büyük bir penise sahip olmak daha iyi bir cinsel yaşam ile bağdaştırılarak erkeklerin özgüven seviyesini etkilemiştir. Sadece erkeklerin değil aynı zamanda kadınların da algısını etkileyebilen bu yaklaşımlar ve bir takım tıbbi durumlar nedeniyle penis büyütme alanında çeşitli tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Bu derlemede invazif ve invazif olmayan teknikler özetlenmiştir. |
OLGU SUNUMU | |
16. | Komplet üretra rüptürüyle birlikte olan penil fraktür Penile fracture with complete urethral rupture Osman Çağatay Çiftçi, Ercan Ogreden, Doğan Sabri Tok, Mehmet Karadayı, Ural Oğuz, Erhan Demirellidoi: 10.24898/tandro.2023.05925 Sayfalar 59 - 62 AMAÇ: Penil fraktür, erekte penisin zorlanarak bükülüp kıvrılmasıyla korpus kavernozumun rüptüre olması sonucu gelişen ve acil cerrahi gerektiren bir travmadır. Olguların %1–40’ında penil fraktüre üretral travma da eşlik eder. Bu çalışmada komplet üretra rüptürüyle birlikte olan penil fraktür olgusını sunmayı amaçladık. OLGU SUNUMU: 51 yaşında erkek hasta koitus esnasında kırılma sesi sonrası ani gelişen ani ereksiyon kaybı, penis şaftında morarma ve ağrı şikâyeti ile acil servise başvurdu. Fizik muayenede penis şaftında sınırlı ekimoz, şişlik ve eksternal üretral meada hemoraji görüldü. Üretroraji olmasından dolayı hastaya üretrografi çekildi. Üretrografide orta üretradan kontrast ekstravazasyonu olduğu izlendi. Hasta erken dönemde opere edildi. Midpenil bölgede her iki korpus kavernozumda yaklaşık 1’er cm boyutunda rüptür ile birlikte üretrada da komplet rüptür olduğu görüldü. Kavernozal rüptürler ve uretral rüptür onarıldı. Postop 6. ay kontrolünde hastanın erektil disfonksiyon ve işeme ile ilgili semptomu yoktu. SONUÇ: Koitus sırasında duyulan “çıtırtı sesi”, şiddetli ağrı ve penil detümesans penil fraktürün tipik klinik bulgulardır. Meada kanama, hematüri ve işemede zorlanma semptomları da varsa beraberinde üretral travma akla getirilmelidir. Bu hastalarda operasyon esnasında üretral onarım yapılması da gerekmektedir. |
ANDROLOJİ YAYINLARI VE KONGRE TAKVİMİ | |
17. | Androloji Yayınları ve Kongre Takvimi Publications and Congress Calendar of Andrology Sayfalar 63 - 66 Makale Özeti | |