e-ISSN 2587-2524
Cilt : 24 Sayı : 2 Yıl :

Dizinler

Bu derginin içeriği Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı kapsamında lisanslanmıştır.

Androloji Bülteni - : 24 (2)
Cilt: 24  Sayı: 2 - 2022
1. 
Kapak
Cover

Sayfa I

2. 
Danışma Kurulu
Reviewers

Sayfalar II - III

3. 
Başkan'dan
From the President

Sayfa IV

4. 
Editör'den
From the Editor

Sayfa V

5. 
İçindekiler
Contents

Sayfa VI

ORIJINAL ARAŞTIRMA
6. 
Türkiye’de hemşirelik alanında aile planlamasına ilişkin yapılan lisansüstü tezlerin incelenmesi
The analysis of nursing postgraduate thesis related to family planning in Turkey
Sevda Karakaş, Zehra Gürsoy
doi: 10.24898/tandro.2022.23355  Sayfalar 89 - 96
AMAÇ: Aile planlamasına ilişkin ülkemizde yapılan tezleri incelemek, tezlerin sonuçlarını analiz etmek, araştırmacılara ve aile planlamasına yönelik sağlık hizmeti sunan hemşire ve diğer sağlık personellerine somut veriler sunmak amacıyla yapıldı.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Retrospektif tanımlayıcı tipteki literatür araştırmasında 2000 ile 2021 yılları arasında aile planlaması ile ilgili yapılan lisansüstü tezleri belirlemek için Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi veri tabanı tarandı. 2000–2021 yılları arasında yayınlanan Kadın Hastalıkları ve Doğum ile Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dallarında yapılan tezlerin “4”ü doktora, “35”i yüksek lisans tezi olduğu ve ulaşılan 39 tezin toplam örneklem büyüklüğü 15626 olduğu saptandı. Verilerin analizinde tezlerin yüksek lisans ya da doktora tezi oluşu, tezlerin yayın yılı, amacı, örneklem grubu, dizaynı ve sonuçları özetlendi.
BULGULAR: Aile planlaması yöntemlerinin kullanım oranının düşük olması, genç yetişkinlerin üreme ve cinsel sağlık bilgi düzeyinin yeterli olmadığı ve aile planlaması yöntemlerinin kullanımına ilişkin yaşanılan sorunların kadınların cinsel yaşam kalitesini olumsuz etkilediği ve özellikle kadınlarda kaygı düzeyini arttırdığı bildirildi. Kadınlarda gebelik sayısı, yaşayan çocuk sayısı, çocuk isteme durumu ve kadının çalışma durumu ile aile planlaması yöntem kullanımını arasında pozitif bir ilişki olduğu saptandı.
SONUÇ: Cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerinin en önemlilerinden biri olan aile planlaması hizmetlerinin kilit amacı kadın sağlığının iyileştirilmesi ve güvenli anneliği sağlamaktır. Aile planlaması hizmetlerinin yeterli sayıda ve eğitimli hemşireler ile diğer sağlık profesyonelleri tarafından sunulması, hizmetin erişilebilirliğinin ve kalitesinin arttırılması; üreme ve cinsel sağlık açısından büyük önem taşımaktadır.

7. 
65 yaş üzeri kronik hastalığı olan kadınlarda cinsel yaşam kalitesinin belirlenmesi
Determination of sexual quality of life in women over 65 with chronic disease
Kerime Hacıköylü, Nurhan Doğan
doi: 10.24898/tandro.2022.24572  Sayfalar 97 - 102
AMAÇ: Bu çalışma kronik hastalık tanısı almış 65 yaş üzeri bireylerin cinsel yaşam kalitesinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki bu çalışma, Kasım 2021-Ocak 2022 tarihleri arasında bir üniversitenin Eğitim ve Araştırma Hastanesi dâhiliye kliniklerinde yatan, 65 yaş ve üzeri, kronik hastalığı olan, evli, nöropsikiyatrik hastalığı olmayan ve sözel iletişim kurabilen 100 kadın bireyle yürütülmüştür. Araştırmada veriler; Kişisel Bilgi Formu ve “Cinsel Yaşam Kalitesi Ölçeği– Kadın” kullanılarak toplanmıştır.
BULGULAR: Çalışmaya katılan 100 bireyin %57’sinin 65–69 yaş grubunda olduğu, %56’sının 10 yıl ve daha az süre önce kronik hastalık tanısı aldığı, %43’ünün sağlık durumunun ne iyi ne kötü olduğu, %53’ünün cinsel yaşamının kötü olduğu, %94’ünün cinsel ilişki sıklığının bir aydan daha uzun olduğu, %46’sının cinsel yaşam sorunlarını hiç kimseye danışmadığı, %72’sinin cinsel istekte azalma yaşadığı, %77’sinin eşinin cinsel ilişkide isteksizlik yaşadığı ve %14’ünün üriner inkontinans yaşadığı, %30’unun cinsel sağlıkla ilgili bilgi almak istediği belirlenmiştir. Kadınların cinsel yaşam kalitesi puan ortalaması 62,20±6,10’dur. Tanışıp severek evlenen, doğal menopoza giren, cinsel ilişki sıklığı iki haftadan daha uzun süre olan ve eğitim düzeyi ortaokul ve üzeri olan kadınların cinsel yaşam kalitesi toplam puanları anlamlı olarak daha yüksekti (p<0,05).
SONUÇ: Kronik hastalığı olan 65 yaş üzeri kadınların yarısının cinsel yaşamını kötü olarak belirttiği ve cinsel yaşam kalitesi puanlarının orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Bireylerin yaklaşık yarısının yaşadıkları cinsel sorunları kimseye danışmadıkları ve cinsel sağlık ile ilgili bilgi alma isteğinin de az olduğu saptanmıştır.

8. 
Kadınlarda cinsel sıkıntının depresyon, anksiyete ve stres üzerine etkisi
The effect of sexual difficulty in women on depression, anxiety and stress
Zeynep Bal, Nilay Gökbulut, Tuba Uçar
doi: 10.24898/tandro.2022.41713  Sayfalar 103 - 109
AMAÇ: Amaç: Bu araştırma, kadınlarda cinsel sıkıntının depresyon, anksiyete ve stres üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapıldı.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Kesitsel tipte tasarlanan araştırma, 15 Aralık 2021–15 Ocak 2022 tarihleri arasında yürütüldü. Çalışmaya 18 yaş üzeri evli 262 kadın katıldı. Veriler toplanırken Kişisel Bilgi Formu, Kadın Cinsel Sıkıntı Ölçeği-Revize (KCSÖ-R) ve Depresyon Anksiyete ve Stres Ölçeği (DASS-21) kullanıldı.
BULGULAR: Çalışmada kadınların KCSÖ-R puan ortalamasının 10,06±8,89 olduğu ve %40,5’inin (n=106) cinsel sıkıntı yaşadığı belirlendi. Cinsel sıkıntı yaşayan kadınların, %86,8’inde depresyon, %90,6’sında anksiyete, %61,3’ünde stres semptomları olduğu belirlendi. Ayrıca cinsel sıkıntı yaşayan kadınların depresyon, anksiyete ve stres puan ortalamalarının, cinsel sıkıntı yaşamayan kadınlara göre daha yüksek olduğu belirlendi (p<0,001). Yaşı 35 üzerinde olanlarda, eşi 40 yaş üzerinde olanlarda, ilköğretim düzeyinde eğitimi olanlarda, gelir düzeyi düşük olanlarda, evlilik yılı 11–15 yıl ve 20 yıl ve üzerinde olanlarda, eş ile ilişkisini olumsuz olarak tanımlayanlarda ve cinsel yaşamını kötü olarak değerlendirenlerde KCSÖ-R puan ortalamasının daha yüksek olduğu saptandı (p<0,05).
SONUÇ: Bu çalışma, cinsel sıkıntının kadınlarda depresyon, anksiyete ve stres semptomları üzerindeki etkilerini gösterdi. Ayrıca cinsel sıkıntıyı etkileyen önemli sosyodemografik ve cinsel yaşam özelliklerini ortaya koymuştur.

9. 
Aile planlaması yöntemi kullanan üreme çağındaki kadınlarda cinsel fonksiyonlar ve cinsel yaşam kalitesi
Sexual functions and sexual quality of life in the reproductive age women using method of family planning
Ayşe Akalın, Şevval Bostancı
doi: 10.24898/tandro.2022.04810  Sayfalar 110 - 117
AMAÇ: Bu araştırma aile planlaması (AP) yöntemi kullanan üreme çağındaki kadınlarda cinsel fonksiyonlar ve cinsel yaşam kalitesinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan araştırma Haziran-Eylül 2021 tarihleri arasında 257 katılımcı ile yürütülmüştür. Araştırmaya 18–49 yaş arasında olan, son 3 aydır herhangi bir AP yöntemi kullanan, cinsel olarak aktif olan ve araştırmaya katılmaya gönüllü olan kadınlar dâhil edilmiştir. Araştırmanın verileri Kişisel Bilgi Formu, Kadın Cinsel Fonksiyon Sorgulama İndeksi (Index of Female Sexual Function-IFSF) ve Cinsel Yaşam Kalitesi Ölçeği-Kadın (CYKÖ-K) kullanılarak toplanmıştır. Veriler SPSS 26,0 programı ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Kadınların AP yöntemi olarak çoğunlukla geri çekme yöntemi (%38,5) ve kondomu (%37,4) kullandığı ve AP yöntemlerini çoğunlukla güvenli olması (%64,3) nedeniyle tercih ettikleri belirlenmiştir. Kadınların IFSF puan ortalaması 32,69±8,41 ve CYKÖ-K puan ortalaması 84,33±19,21’dir. Cinsel disfonksiyonu olan kadınların oranı %16,0 olup kadınların cinsel yaşam kalitesi düzeyleri orta derecede yüksektir. Genç yaş grubunda olan, eğitim düzeyi yüksek olan, gelir durumu yüksek olan, evlilik değerlendirmesi iyi olan, modern AP yöntemi kullanan, AP yöntem türüne eşi ile birlikte karar veren ve AP yönteminden kendisi ve eşi memnun olan kadınların IFSF ve CYKÖ-K puan ortalamaları istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksektir (p<0,05).
SONUÇ: Kadınların cinsel fonksiyonları ve cinsel yaşam kalitelerinin artırılması amacıyla cinsel sağlık ve AP danışmanlık hizmetleri verilmelidir.

10. 
Ebelik öğrencilerinin human papilloma virüs ile ilgili bilgi durumlarının analizi: Tanımlayıcı anket çalışması
Analysis of midwifery students’ knowledge of human papilloma virus: A descriptive survey study
Refika Genç Koyucu
doi: 10.24898/tandro.2022.50103  Sayfalar 118 - 126
AMAÇ: Serviks kanserlerinin azaltılmasında İnsan Papillomavirüsü hakkında farkındalık, çok önemlidir. Bu çalışmada ebelik öğrencilerinin İnsan Papilloma Virüsü ile ilgili farkındalık düzeylerinin ve bu farkındalık düzeyini etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Bu çevrimiçi anket çalışması, kesitsel bir tasarımda Mayıs 2021’de gerçekleştirilmiştir. Bir üniversitedeki 326 ebelik öğrencisi çalışmaya davet edilmiştir. Öğrencilerin İnsan Papilloma Virüsü hakkındaki farkındalıklarına ilişkin veriler İnsan Papilloma Virüsü Bilgi Ölçeği kullanılarak elde edildi. Çalışma süresince ankete katılmayan ve anketi eksik olan öğrenciler çalışma dışı bırakıldı.
BULGULAR: HPV genel bilgi, HPV testi, HPV aşıları ve HPV aşı programları alt ölçeklerinden tam puan alan öğrencilerin sıklığı sırasıyla %11,3 %12,5, %10,9 ve %0,6 idi. HPVBÖ ölçeğinde tam puan alan öğrencilerin sıklığı ise %5,3’tür. HPV Bilgi Ölçeğinde yüksek puanların bağımsız yordayıcıları, ailede kanser öyküsünün varlığı ve yakın çevrede HPV pozitifliğinin varlığı olarak belirlendi.
SONUÇ: Ebelik öğrencileri arasında HPV ile ilişkili bilgi boşlukları vardır. Uzun vadeli bir hedef olan serviks kanserinin ortadan kaldırılması kapsamında ebelik öğrencilerinin farkındalıkları üst düzeyde tutulmalıdır. Lisans ve lisansüstü eğitimde HPV’ye verilen önemi artırmak etkili olabilir. Bu bağlamda, geniş örneklemli çok merkezli çalışmalar, eksikliklerin belirlenmesi açısından faydalı olacaktır.

11. 
Transrektal prostat biyopsisinin çiftlerin seksüel fonksiyonları üzerine etkisi
The effect of transrectal prostate biopsy on sexual functions of couples
Aykut Demirci, Fatih Hızlı, İsa Dağlı, Halil Başar
doi: 10.24898/tandro.2022.21957  Sayfalar 127 - 132
AMAÇ: Transrektal prostat biyopsisi prostat kanseri tanısında sıklıkla kullanılmaktadır. Fakat işlem sonrası hastalar erektil disfonksiyon (ED) riski ile karşılaşmaktadır. Erektil disfonksiyon ayrıca hastaların partnerlerinin de yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilenmektedir. Biz de çalışmamızda transrektal prostat biyopsisi sonrası çiftlerin cinsel yaşamının nasıl etkilendiğini araştırmayı amaçladık.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Ekim 2021-Haziran 2022 tarihleri arasında ilk kez transrektal prostat biyopsisi yapılan hastalar (s=72) ve onların partnerleri çalışmaya alındı. Cinsel fonksiyonlardaki birinci, üçüncü ve altıncı aylardaki değişim erkek hastalarda Uluslararası Erektil İşlev Formunda (IIEF-15) Erektil Fonksiyon (EF) skorları ile, kadın partnerlerde Kadın Cinsel Fonksiyon İndeksi (FSFI) ve Kadın Cinsel Sıkıntı Envanteri (FSDS) anketleri ile değerlendirildi.
BULGULAR: Hastaların yaş ortalaması 63,47±5,09’du. Biyopsi sonrası yeni ED tanısı alanların oranı %19,4’tü. Median EF skorunda 1. ayda biyopsi öncesine göre düşüş olduğu [ 8,5 (11), 18 (15), p<0,05, sırasıyla] görüldü. Zamanla median EF skoru artsa da 6. ayda halen biyopsi öncesine göre düşük kaldığı görüldü [16,5 (15), p<0,05]. Kadınlarda median FSFI skorunun biyopsi öncesine göre 1. ayda düştüğü [53 (20), 26 (16), sırasıyla p<0,05], 6. ayda ise biyopsi öncesi ile benzer olduğu bulundu [53 (19), p>0,05]. Kadınlarda median FSDS skorunun biyopsi öncesine göre 1. ayda yüksek olduğu [34 (11), 43 (4), sırasıyla, p<0,05], 6. ayda ise daha düşük olduğu tespit edildi [21 (11), p<0,05]. Ayrıca, ortalama yaş ve median IPSS skorunun EF’yi tespit etmekte bağımsız birer risk faktörü olduğu görüldü (p<0,05).
SONUÇ: Transrektal prostat biyopsisi çiftlerin cinsel yaşamlarını olumsuz yönde etkilenmektedir. Cinsel işlevlerde zamanla düzelme görülse de bu durumun erkekleri daha fazla etkilediği görülmüştür.

DERLEME
12. 
Human Papillomavirus (HPV) Enfeksiyonu ve HPV aşısında güncel yaklaşımlar
Human Papillomavirus (HPV) Infection and current approaches to HPV vaccine
Ayşe Akalın
doi: 10.24898/tandro.2022.25993  Sayfalar 133 - 139
İnsan papilloma virüsü (HPV-Human papillomavirus) en yaygın cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan biridir. Servikal kanser başta olmak üzere anogenital ve orofarengeal kanserler dâhil birçok hastalığa HPV neden olmaktadır. Bu hastalıklardan birincil korunma profilaktik HPV aşı uygulamalarını içermektedir. Gardasil, Cervarix ve Gardasil 9 olmak üzere üç tip HPV aşısı bulunmaktadır. Dünya genelinde gelişmiş ülkeler dâhil birçok ülke HPV aşılarını ulusal aşılama programlarına dâhil etmeye devam etmektedir. Güncel kanıtlar servikal kanserlerin önlenmesi ve HPV aşılama oranlarının artırılmasına katkı sağlamaktadır. Bu derlemede HPV enfeksiyonu ve HPV aşısında güncel yaklaşımlara odaklanılması amaçlanmaktadır.

13. 
Postpartum pelvik taban bozuklukları ve annenin psiko-sosyal durumuna etkisi
Postpartum pelvic floor disorders and the effect of maternal’s psycho-social situation
Gülennur Suar, Nebahat Özerdoğan
doi: 10.24898/tandro.2022.04874  Sayfalar 140 - 146
AMAÇ: Bu çalışma postpartum dönemde yaygın olarak görülen pelvik taban bozukluklarını ve bu bozuklukların annenin psiko-sosyal durumuna etkilerini incelemek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Bu incelemede tarih sınırlaması yapılmadan PubMed ve Google Akademik arama motorları kullanılmıştır. PubMed veri tabanından konu ile ilgili yayın dili İngilizce olan 56 makale alınmıştır. Google Akademik arama motorundan ise konu ile ilgili yayın dili Türkçe olan 5 makale incelemeye dâhil edilmiştir.
BULGULAR: İnceleme sonucunda postpartum dönemde en sık görülen pelvik taban bozukluklarının üriner inkontinans, fekal inkontinans, pelvik organ prolapsusu ve cinsel disfonksiyon olduğu saptanmıştır. Bu bozuklukları yaşayan kadınların günlük yaşantıları ve psikolojik durumları etkilenmektedir.
SONUÇ: Postpartum dönemde yaşanan pelvik taban bozuklukları kadınların psiko-sosyal durumunu etkilemektedir. Sağlık profesyonelleri tarafından postpartum dönemde kadınlar pelvik taban bozuklukları ve psiko-sosyal etkileri konusunda taranmalıdır. Postpartum pelvik taban bozukluklarının psiko-sosyal etkilerine yönelik daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

14. 
Doğum sonrası dönemde cinselliği etkileyen faktörler ve sağlık profesyonellerinin sorumlulukları
Factors affecting sexuality in the postpartum period and the responsibilities of health professionals
Esra Güler, Nülüfer Erbil
doi: 10.24898/tandro.2022.54531  Sayfalar 147 - 154
Doğum sonrası dönem, kadınların yaşamlarını fizyolojik, psikolojik, sosyal ve hormonal açıdan etkilemektedir. Bu dönem, olumlu olayların yaşanabileceği bir evre olabileceği gibi, cinsel hayatla ilgili kriz yaşanabilecek bir evre de olabilir. Özellikle involusyonun gerçekleştiği doğum sonrası ilk altı hafta kadın cinselliği için önemli bir zaman dilimini oluşturmaktadır. Doğum şekli, epizyotomi, emzirme, hormonal değişimler, bebeğe ait problemler, doğum travmaları, cinsel tutumlar, beden imajı, eşler arasındaki ilişki, sosyal rol değişimi, koitus sonrası kanama, kaşıntı, yanma, arzu kaybı, orgazm ağrıları, vajinal yağlanma kaybı, psikolojik ve fizyolojik değişiklikler cinsel arzu ve işlevleri etkileyebilir. Doğum sonrası dönemde cinsel sorunlar çözüme kavuşturulamadığı zaman kadın cinsel sağlığını olumsuz etkilemektedir. Doğum sonrası dönemde, bu problemlerin oluşmaması ya da çözümünde sağlık profesyonellerinin önemli sorumlulukları vardır. Doğum sonu cinsellik ile ilgili eğitim, doğum sonu dönemdeki kadının bedenindeki fiziksel, sosyal ve hormonal değişimlerin cinsel hayata etkisi, koitus esnasında tercih edilmesi gereken pozisyonlar, kontrasepsiyon, emzirmenin cinsel yaşama etkileri ve doğum sonrası cinsel ilişkiye başlama zamanını kapsamalıdır.

15. 
Menopoz ve cinsel yaşam: Sistematik derleme
Menopause and sexual life: Systematic review
Fatma Aslan Demirtaş, Burcu Fırat, Nevin Sahin
doi: 10.24898/tandro.2022.54837  Sayfalar 155 - 162
AMAÇ: Bu makale, menopozun kadın cinsel fonksiyonları üzerine etkisini içeren çalışmaların sonuçlarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Literatür taraması “menopoz”, “cinsellik”, “cinsel fonksiyon bozukluğu” anahtar kelimeleri kullanılarak Google Akademik, Ulusal Tez Merkezi, Ulakbim arama motorlarında 12 Kasım 2021–12 Aralık 2021 tarihleri arasında yapıldı. Menopoz ve cinsel yaşama yönelik 3101 çalışmaya ulaşıldı ve dâhil edilme kriterlerine uyan 16 araştırma çalışma kapsamında değerlendirildi.
BULGULAR: Menopoza bağlı olarak kadınlarda cinsel isteksizlik, vajinal lubrikasyonda azalma, anorgazmi, vajinismus, disporoni ve cinsel ilişki sayısında azalma gibi cinsel sorunların görüldüğü belirlenmiştir. Yaşın ilerlemesi ve cerrahi menopoza girme bu cinsel disfoksiyonların şiddetini artırmıştır.
SONUÇ: Kadınların menopoza girmesiyle birlikte somatik, ürogenital ve psikolojik değişikliklere bağlı olarak cinsel disfoksiyon görülmektedir. Cinsel disfonksiyona bağlı olarak kadınların cinsel yaşam kalitesi olumsuz etkilenmektedir.

ANDROLOJİ YAYINLARI VE KONGRE TAKVİMİ
16. 
Androloji Yayınları ve Kongre Takvimi
Publications and Congress Calendar of Andrology

Sayfalar 163 - 166
Makale Özeti |Tam Metin PDF

LookUs & Online Makale