e-ISSN 2587-2524
Cilt : 27 Sayı : 1 Yıl :

Dizinler

Bu derginin içeriği Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı kapsamında lisanslanmıştır.

Androloji Bülteni - : 27 (1)
Cilt: 27  Sayı: 1 - 2025
1. 
Kapak
Cover

Sayfa I

2. 
Danışma Kurulu
Reviewers

Sayfalar II - III

3. 
Başkan'dan
From the President

Sayfa IV

4. 
Editör'den
From the Editor

Sayfa V

5. 
İçindekiler
Contents

Sayfa VI

ORIJINAL ARAŞTIRMA
6. 
Hemşirelik araştırmalarında cinsel sağlık konusunda bir paradigma değişimine ihtiyaç vardır: Önemli noktaların haritalanması ve tema eğilimlerinin değerlendirilmesi
There is a need for a paradigm shift of sexual health in nursing research: Mapping hotspots and theme trends evaluation
Ayşe Deliktaş Demirci, Fatmanur Sena Karakisla, Kamile Kabukcuoğlu
doi: 10.24898/tandro.2025.69320  Sayfalar 1 - 7
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı hemşirelik biliminde cinsel sağlık yayınlarının performansını, çalışma odağını, tematik eğilimlerini ve tarihsel gelişimini belirlemektir.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Bu çalışma tanımlayıcı bir bibliyometrik çalışma desenini kullanarak yürütülmüştür. Veriler Web of Science Core Collection'dan elde edilmiştir. Analiz, performans analizi ve bilim haritalama tekniklerini içermektedir. Veri analizi ve görselleştirmesi yapmak için R yazılım Bibliometrix paketi kullanılmıştır.
BULGULAR: Toplam 3.484 yayın 98 ülkede 9.794 yazar tarafından üretilmiştir. En üretken ülke ve yazar 1.516 yayınla Amerika Birleşik Devletleri ve 22 yayınla M. Hayter olmuştur. Daha yüksek yoğunluk ve merkeziliğe sahip temalar HIV, ergenler, cinsel davranış, üreme sağlığı, cinsellik, hemşirelik, cinsel sağlık ve kadın sağlığıdır. Daha düşük yoğunluk ve merkeziliğe sahip bazı temalar hemşirelik eğitimi, cinsiyet kimliği ve LGBTQ’dir. Ayrıca yaşam kalitesi, depresyon, meme kanseri ve cinsel işlev bozukluğu gibi temalar da merkezi konumdadır.
SONUÇ: Hemşireliğin cinsel sağlığa odaklanması kısmen yeterlidir ancak daha fazla çalışma ve yenilikçi yaklaşımlar gerektirmektedir. Biyomedikal modelin aksine, araştırma cinselliğin sosyal ve duygusal yönlerini ele almalı, cinsel sağlığı ve refahı artıran bileşenleri vurgulamalıdır. Çabalar, herkes için cinsel sağlık kavramını benimseyerek hemşirelik uygulamalarını ve eğitimini çağdaş ihtiyaçları karşılayacak şekilde yükseltmeyi hedeflemelidir.

7. 
ChatGPT ve Google Gemini’nin ürolojide karşılaştırılması: Penil protez hasta eğitiminde hangi yapay zeka modeli üstün?
Comparing ChatGPT and Google Gemini in urology: Which ai model provides superior patient education on penile prosthesis?
Mücahit Gelmiş, Ali Ayten, Çağatay Özsoy, Berk Bulut, Mustafa Gökhan Köse
doi: 10.24898/tandro.2025.33349  Sayfalar 8 - 12
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, yapay zekâ destekli sohbet botları ChatGPT-4 ve Google Gemini’nin penil protezle ilgili hasta eğitimi alanındaki performanslarını karşılaştırmaktır. Özellikle bu iki platformun hasta sorularına verdikleri yanıtların doğruluğu, hız ve tekrarlanabilirlik açısından değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Penil protez ameliyatları hakkında bilgi arayan hastaların doğru ve kapsamlı bilgiye erişimi, karar verme süreçlerini ve tedavi sonuçlarını doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle, yapay zekâ destekli platformların bu alandaki etkinliğini incelemek önemlidir.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışmada, Google arama sonuçlarının “People also ask” bölümünden alınan toplam 50 soru kullanılmıştır. Bu sorular, ChatGPT-4 ve Google Gemini’ye ayrı ayrı yönlendirilmiştir. Yanıtlar, iki deneyimli ürolog tarafından bağımsız olarak Global Quality Score (GQS) kullanılarak değerlendirilmiştir. Yanıltıcı bilgiler yanlış bilgi olarak sınıflandırılmıştır. Yanıt süreleri ve tekrarlanabilirlik oranları istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Analizlerde p <0,05 anlamlılık düzeyi olarak kabul edilmiştir.
BULGULAR: ChatGPT-4, Google Gemini’ye kıyasla daha yüksek bir genel GQS ortalaması (4,9±0,31 vs. 3,45±0,94, p <0,001) ve daha hızlı yanıt süresi (12,3±2,1 saniye vs. 18,7±3,4 saniye, p <0,001) göstermiştir. Tekrarlanabilirlik oranlarında ise anlamlı bir fark bulunmamıştır (ChatGPT: %94, Google Gemini: %90, p=0,20).
SONUÇ: ChatGPT-4, hem daha hızlı hem de daha doğru yanıtlar sunarak Google Gemini’ye üstünlük sağlamıştır. Bu bulgular, yapay zekâ destekli sohbet botlarının hasta eğitimi alanında önemli bir potansiyel sunduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, bu platformların bilgi doğruluğunu sağlamak için insan denetimine ihtiyaç duyduğu unutulmamalıdır.

8. 
Edinsel prematür ejakülasyon ile metabolik sendrom arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi: Prospektif, kontrollü bir çalışma
Evaluation of the association between acquired premature ejaculation and metabolic syndrome: A prospective, controlled study
Arzu Ateş, Çağatay Özsoy, Ayça Tuzcu, Arif Kol
doi: 10.24898/tandro.2025.82698  Sayfalar 13 - 18
AMAÇ: Metabolik sendrom (MetS) ile edinsel prematür ejakülasyon (PE) arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışmaya edinsel PE'li 50 hasta ve 50 kontrol vakası dahil edildi. Ayrıntılı tıbbi öykü alındıktan sonra antropometrik (kilo, boy ve bel çevresi) ve kan basıncı ölçümleri yapıldı. Ejakülasyon ve ereksiyon fonksiyonları sırasıyla Prematür Ejakülasyon Tanı Aracı (PEDT) ve Uluslararası Ereksiyon Fonksiyonu İndeksi-5 (IIEF-5) ile değerlendirildi. Katılımcıların kendi kendine tahmin edilen intravajinal ejakülasyon gecikme süresi (IELT) kaydedildi. Biyokimyasal ve hormonal çalışmalar için açlık kan örnekleri alındı.
BULGULAR: Edinsel PE ve kontrol gruplarında ortanca PEDT skorları sırasıyla 15 (9-20) ve 4 (0-8) idi (p<0.001). PE hastalarında ve kontrollerde tahmini ortalama IELT değerleri 50,76 ± 11,19 karşı 506,08 ± 49,47 saniyeydi (p<0,001). PE grubunda 20 hastada (%40) ve kontrol grubunda 6 katılımcıda (%12) MetS tanısı kondu (p=0,001). Sistolik kan basıncı hariç MetS bileşenleri ile tahmini IELT arasında anlamlı negatif korelasyon gözlendi. Ayrıca, MetS'nin tüm bileşenleri ile toplam PEDT puanı arasında anlamlı pozitif korelasyon vardı. Lojistik regresyon analizi MetS’un tüm bileşenlerinin PE için anlamlı risk faktörleri olduğunu ortaya koydu.
SONUÇ: MetS edinilmiş PE ile ilişkilidir.

9. 
Sistemik immün-inflamasyon indeksi ve sistemik inflamatuar yanıt indeksi mikrodiseksiyon-testiküler sperm ekstraksiyonunda sperm varlığının belirleyicisi midir?
Are systemic immune-inflammation index and systemic inflammation response index predictors of sperm presence in microdissection-testicular sperm extraction?
Turgay Kaçan, Ali Kaan Yıldız, Demirhan Örsan Demir, Yusuf Gökkurt, Ahmet Deniz Tuzluoğlu, Ömer Furkan Erbay, Buğra Bilge Keseroğlu, Tolga Karakan
doi: 10.24898/tandro.2025.49368  Sayfalar 19 - 23
AMAÇ: Mikrodiseksiyon testiküler sperm ekstraksiyonu (mikro-TESE) sırasında sperm elde etme başarısını öngörmede hematolojik inflamatuar parametrelerin kullanılabilirliğini değerlendirmektir.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışmaya non-obstrüktif azoospermi tanısı almış 80 hasta dahil edildi. Hastaların yaş, folikül uyarıcı hormon, total testosteron düzeyleri ve nötrofil, lenfosit, monosit ve trombosit sayıları kaydedildi. Nötrofil-lenfosit oranı, trombosit-lenfosit oranı, monosit lenfosit oranı ile sistemik immün-inflamasyon indeksi ve sistemik inflamatuar yanıt indeksi hesaplandı. Mikro-TESE işleminde spermatozoa elde edilen ve edilemeyen gruplar karşılaştırıldı.
BULGULAR: Gruplar arasında spermatozoa elde edilen grupta anlamlı olarak ileri yaş (p<0,001) tespit edilmesine rağmen NLO, MLO, PLO, SII ve SIRI gibi inflamatuar parametreler açısından anlamlı fark görülmedi (p=0,254; p=0,268; p=0,067; p=0,177; p=0,158, sırasıyla)
SONUÇ: Rutin klinik uygulamada kolayca elde edilebilen serum inflamatuar belirteçleri, mikro-TESE sonuçlarını öngörmek için yeterli değildir.

10. 
Testis protezi implantasyonunun seksüel fonksiyon üzerine etkileri
Effects of testicular prosthesis implantation on sexual function
Kenan Yalçın, Engin Kölükçü, Fatih Fırat, Fikret Erdemir
doi: 10.24898/tandro.2025.04382  Sayfalar 24 - 30
AMAÇ: Doğuştan veya sonradan edinilen sebeplerden dolayı bir veya iki testisin kaybı, erkeklerde cinsel işlev bozukluğuna yol açabilmektedir. Testis yokluğu nedeniyle testis protezi (TP) implantasyonu uygulanan ve uygulanmayan hastaların Uluslararası Erektil İşlev Formu (IIEF) ölçeğine göre erektil fonksiyon, cinsel istek, orgazmik işlev, cinsel ve genel memnuniyet durumlarını değerlendiren bir çalışmayı amaçladık.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: 2012–2020 yılları arasında kliniğimizde TP implantasyonu (+) 24 hasta ve TP implantasyonu (-) 29 hasta olmak üzere 53 hastanın sonuçları değerlendirildi. Hastaların erektil fonksiyon, cinsel istek, orgazmik işlev, cinsel ve genel memnuniyet durumunu değerlendirmek amacıyla IIEF ölçeği kullanıldı. Testis protezi implantasyonu (+) ve TP implantasyonu (-) hastalar 0. ay, 6. ay, 1. yıl ve 2. yıl IIEF ölçeği ile değerlendirildi.
BULGULAR: Testis protezi implantasyonu (+) hastaların yaş ortalaması 31,96 yıl idi. Testis protezi implantasyonu (-) hastaların yaş ortalaması 31,97 idi. Testis protezi implantasyonu (+) grupta IIEF ölçeğine göre erektil fonksiyon, cinsel istek, orgazmik işlev, cinsel ve genel memnuniyet TP implantasyonu (-) gruba göre anlamlıydı (p<0,0001). Testis protezi implantasyonu (+) grubunda 0. ay, 6. ay, 1. yıl ve 2. yıl’a göre ölçeklerin karşılaştırılması anlamlıydı (p<0,00001). Testis protezi implantasyonu (-) grubunda 0. ay, 6. ay, 1. yıl ve 2. yıl’a göre ölçeklerin karşılaştırılması anlamlı değildi (p >0,05).
SONUÇ: Testis protezi implantasyonu testis kaybının tedavisi için güvenli, etkili ve IIEF ölçeğine göre erektil fonksiyon, cinsel istek, orgazmik işlev, cinsel ve genel gereksinimlerini karşılayabilen bir yöntemdir.

DERLEME
11. 
Adolesan varikosele güncel yaklaşım
Current approach to adolescent varicocele
Şeref Coşer, Halil İbrahim İvelik
doi: 10.24898/tandro.2025.59219  Sayfalar 31 - 35
Varikosel, pampiniform pleksusun anormal genişlemesi ve venöz kapakçık yetmezliği nedeniyle gelişen yaygın bir vasküler hastalıktır. Anatomik faktörler nedeniyle sol tarafta daha sık görülmektedir. Genel erkek popülasyonunda görülme oranı %15 iken, infertilite nedeniyle başvuran erkeklerde %35–80’e kadar çıkmaktadır. Ergenlik döneminde hormonal değişiklikler ve testis büyümesi nedeniyle varikoselin sıklığı artar. Varikoselin patofizyolojisinde testiküler hipertermi, oksidatif stres ve venöz staz önemli rol oynar. Testiküler hipertermi, sperm üretimini olumsuz etkilerken, oksidatif stres sperm DNA’sında hasara yol açarak fertiliteyi tehdit eder. Venöz reflü nedeniyle testislerde adrenal ve renal metabolit birikimi hücresel düzeyde zarara neden olabilir. Adolesan varikosel genellikle asemptomatik seyretse de, ilerleyen dönemlerde testiküler volüm kaybı ve infertilite gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Fizik muayene tanı koymada temel yöntemdir, ancak subklinik vakalarda Doppler ultrasonografi gereklidir. Tedavi kararı, varikoselin derecesi ve testis hacim farkına bağlıdır. Varikosel tedavisinde cerrahi ve girişimsel yöntemler kullanılsa da, hangi tekniğin en üstün olduğu konusunda kesin bir görüş birliği bulunmamaktadır. Mikrocerrahi yöntemler nüks oranlarını düşürürken, hidrosel oluşumunu da azaltmaktadır. Ergenlik döneminde tedavi edilmesi gereken hastalar testis volüm farkı >2 mL veya %20 olanlar, patolojik sperm analizi bulunanlar ve semptomatik vakalardır. Konservatif takip, testis hacminin korunması için düzenli ultrasonografi ile yapılmalıdır. Varikoselin ileriki yaşlarda fertilite üzerindeki etkileri tartışmalıdır. Bazı çalışmalar, adolesan dönemde tedavi edilen varikoselin ileride fertiliteyi artırdığını, bazıları ise belirgin bir fayda sağlamadığını öne sürmektedir. Ancak, testis fonksiyonlarını korumak ve ilerideki komplikasyonları önlemek için erken teşhis ve bireyselleştirilmiş tedavi yaklaşımları önerilmektedir.

12. 
Cinsel aktivite ve fosfodiesteraz Tip 5 inhibitörleri: Kardiyovasküler risk faktörü mü?
Sexual activity and phosphodiesterase type 5 inhibitors: A cardiovascular risk factor?
Erhan Ateş, Mustafa Tıpırdamaz, Arzu Ateş
doi: 10.24898/tandro.2025.31799  Sayfalar 36 - 44
Cinsel aktivite, kardiyovasküler sistem üzerinde geçici fizyolojik değişikliklere neden olabilirken, erektil disfonksiyon tedavisinde yaygın olarak kullanılan fosfodiesteraz tip 5 inhibitörleri (PDE5i) de hemodinamik etkiler göstermektedir. Bu derleme, cinsel aktivitenin ve PDE5i’nin kardiyovasküler sistem üzerindeki potansiyel risklerini değerlendirerek, mevcut klinik verileri gözden geçirmektedir. Mevcut literatür, stabil kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda PDE5i’nin genellikle güvenli olduğunu, ancak belirli hasta gruplarında dikkatli kullanılmaları gerektiğini göstermektedir.

13. 
Jinekolojik kanserden sağkalım sürecinde cinsel sağlık: Bütüncül bakımda hemşirenin rolü
Sexual health in the survivorship process of gynecological cancer: The role of nurses in holistic care
Fatma Uslu Şahan, Aslı Er Korucu
doi: 10.24898/tandro.2025.35545  Sayfalar 45 - 52
Jinekolojik kanserden sağkalım sürecinde cinsel sağlık, sıklıkla göz ardı edilen ancak yaşam kalitesini derinden etkileyen kritik bir bileşendir. Kanser tedavileri sağkalım oranlarını artırsa da vajinal kuruluk, disparoni ve pelvik taban disfonksiyonu gibi fizyolojik zorlukların yanı sıra beden imajı bozulması, benlik algısındaki değişimler ve cinsel öz yeterlik kaybı gibi psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Toplumsal cinsiyet rolleri ve kültürel tabular, bu süreci daha da karmaşık hale getirerek bireylerin cinsel sağlıklarını ele alma ve destek arama çabalarını sınırlamaktadır. Bu derlemenin amacı, jinekolojik kanser tedavilerinin cinsel sağlık üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde incelemek ve bu etkilerin yönetimine yönelik kanıta dayalı multidisipliner yaklaşımlar ile hemşirenin rol ve sorumluluklarını tartışmaktır. Lokal hormon tedavileri, vajinal nemlendiriciler ve pelvik taban rehabilitasyonu gibi farmakolojik ve fiziksel terapiler, cinsel işlevi iyileştirmede etkili araçlar olarak öne çıkmaktadır. Bunun yanı sıra psikoeğitim programları ve bilişsel davranışçı terapi gibi psikoterapötik yaklaşımlar, kadınların psikolojik zorluklarla başa çıkmalarına ve ilişkisel bağlarını güçlendirmelerine yardımcı olmaktadır. Cinsel sağlık, genel iyilik halinin önemli bir parçasıdır ve jinekolojik kanserden sağkalım sürecinde bütüncül bir bakım anlayışıyla ele alınmalıdır. Hemşireler, bu süreçte cinsel sağlık değerlendirmelerini yaparak, hastaların ihtiyaçlarını belirleyen, güvenli bir iletişim ortamı oluşturan ve danışmanlık sağlayan kilit profesyonellerdir. Multidisipliner bir yaklaşımla, kanıta dayalı müdahaleler ve kültürel hassasiyet içeren stratejiler, sağkalım sürecinde kadının yaşam kalitesini artırmada ve bu süreçteki zorlukların üstesinden gelmede kritik bir öneme sahiptir.

OLGU SUNUMU
14. 
Cinsel tatmin amacıyla vajinaya yabancı cisim yerleştirilmesi sonucu oluşan büyük vezikovajinal fistül
Large vesicovaginal fistula caused by insertion of a foreign object into the vagina for sexual satisfaction
Kenan Yalçın, Engin Kölükçü, Fatih Fırat, Fikret Erdemir
doi: 10.24898/tandro.2025.48726  Sayfalar 53 - 56
Gelişmekte olan ülkelerde vezikovajinal fistül (VVF) çoğunlukla zor doğum, sezaryen doğum sırasında iyatrojenik yaralanma ve histerektomi ile ilişkilidir. Ancak vajinaya yabancı cisim sokulmasından sonra VVF oluşumu son derece nadir görülen bir durumdur. 4–5 aydır sürekli idrar kaçırma ve kötü kokulu vajinal akıntı nedeniyle dış merkezde vajende plastik şampuan kapağı tespit edilip kapak çıkartıldıktan sonra fistül için kliniğimize gönderilen 15 yaşındaki bir kız çocuğunu sunuyoruz. 1–2 yıldır cinsel tatmin nedeniyle vajinasına bu işlemi yapan hasta son denemesinde kapağı çıkartamamış ve dokuz ay boyunca yabancı cisim vajende kalmıştır. Yabancı bir cismin vajinaya uzun süreli sıkışması VVF oluşumuyla ilişkilidir. Vezikovajinal fistül cerrahi işlem ile onarıldı.

ANDROLOJİ YAYINLARI VE KONGRE TAKVİMİ
15. 
Androloji Yayınları ve Kongre Takvimi
Publications and Congress Calendar of Andrology

Sayfalar 57 - 60
Makale Özeti |Tam Metin PDF

LookUs & Online Makale